Nous Academy Journal https://nousacademyjournal.org/index.php/pub <p>e-ISSN: 3023-4417</p> <p> </p> <p><em>Nous Academy Journal</em> <strong>15 Nisan</strong> ve <strong>15 Ekim</strong> olmak üzere yılda iki defa yayımlanan uluslararası hakemli bilimsel bir dergidir.</p> <p>Derginin hedefi araştırmaya dayanan ve yeni bakış açıları geliştirmeye hizmet eden nitelikli akademik makaleleri araştırmacılara ve ilgili konulara merak duyan okurlara ulaştırmaktır.</p> <p><em>Nous Academy Journal</em> sosyal bilimler çalışmaları metodunu göz önünde bulundurarak özellikle <strong><u>Felsefe, Siyaset ve Din</u></strong> alanlarında yayın yapmayı amaçlamaktadır. Bu alanda yazılan araştırma makaleleri, kitap değerlendirmeleri, araştırma notları ve teknik notlar dergide yayımlanacaktır. Yayın dili Türkçe ve İngilizce’dir. </p> <p>Gönderilen makalelerin her biri editör kontrolünden sonra konunun uzmanı olan iki hakem tarafından değerlendirilecektir. Yayın kurulu hakem raporlarına istinaden makale hakkında karar verecektir.</p> <p><em>Nous Academy Journal</em> yazarlardan herhangi bir <strong>ücret talep etmemektedir.</strong></p> tr-TR editor@nousacademyjournal.org (Editor) editor@nousacademyjournal.org (Teknik Destek) Wed, 15 Oct 2025 16:03:57 +0300 OJS 3.3.0.13 http://blogs.law.harvard.edu/tech/rss 60 Çok Kutuplu Dünya Düzeninde Orta Güçlerin Stratejik Konumlanması: Suudi Arabistan Örneği https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/28 <p>Bu çalışma, Suudi Arabistan’ın dış politikasını stratejik hedging kuramsal çerçevesi üzerinden sistematik bir şekilde incelemektedir. Stratejik hedging, uluslararası ilişkiler literatüründe, orta ölçekli güçlerin büyük güç rekabetlerinin yoğunlaştığı ve uluslararası sistemin dönüşüm geçirdiği dönemlerde belirsizlikleri yönetmek, riskleri asgariye indirmek ve stratejik özerkliklerini azami düzeye çıkarmak amacıyla başvurdukları çok katmanlı bir dış politika yaklaşımı olarak kavramsallaştırılmaktadır. Bu bağlamda, Suudi dış politikasını yalnızca ikili ilişkiler bağlamında değil, aynı zamanda çok kutupluluğa yönelen uluslararası düzenin genel dinamikleri ışığında konumlandırmak, Riyad’ın son dönemde geliştirdiği yönelimlerin anlaşılabilmesi açısından elzemdir. Araştırma, özellikle Suudi Arabistan’ın hem tarihsel ve kurumsal bağlarla şekillenmiş geleneksel güvenlik ortağı olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile ilişkilerini hem de yükselen küresel aktörler konumundaki Çin ve Rusya ile geliştirdiği stratejik angajmanları analiz etmektedir. Bu bağlamda çalışmanın temel argümanı, ABD’nin küresel güvenlik mimarisindeki görece geri çekilme eğilimleri ve Amerikan tek kutupluluğunun aşamalı erozyonu, Suudi Arabistan açısından geleneksel güvenlik garantilerinin sürdürülebilirliğini sorgulanır hale getirdiği be bu durumun Riyad’ı hem güvenlik hem de ekonomik alanlarda tek taraflı bağımlılığın risklerini azaltmak üzere yeni stratejik ortaklıklar geliştirmeye yönelttiğidir.</p> <p>Bu çerçevede, çalışma “Uluslararası sistemin tek kutupluluktan çok kutupluluğa doğru evrimi ile birlikte iç ekonomik zorunlulukların etkisi, Suudi Arabistan’ı nasıl bir riskten korunma politikasına yönelttiği ve ülkeyi bir orta ölçekli güç olarak yeniden konumlandırmaya sevk etti?” temel araştırma sorusunu cevaplamaya çalışmaktadır. Çalışmanın bulguları, ekonomik çeşitlendirme ve yapısal dönüşüm hedefleri ile küresel güç dağılımındaki kaymaların birbirini tamamlayıcı biçimde Riyad’ı hem Çin hem de Rusya ile daha kurumsallaşmış ve çok boyutlu ilişkiler geliştirmeye zorladığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Suudi Arabistan’ın dış politikasında gözlemlenen stratejik hedging yaklaşımı, literatürde angajman ile yumuşak dengeleme (soft-balancing) unsurlarının bileşimi olarak tanımlanan ve bir yandan bağımlılık ilişkilerini azaltırken diğer yandan doğrudan çatışmadan kaçınmayı amaçlayan yaklaşımıyla örtüşmektedir. Bu strateji sayesinde Riyad, hem rejim güvenliğini teminat altına almakta, hem stratejik özerklik kapasitesini artırmakta, hem de bölgesel düzeyde nüfuzunu pekiştirerek değişen küresel düzen içerisinde daha esnek ve manevra kabiliyeti yüksek bir konum elde etmektedir.</p> Ahmet Üçağaç Telif Hakkı (c) 2025 Ahmet Üçağaç https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/28 Wed, 15 Oct 2025 00:00:00 +0300 Medemer ve Ulus-Devlet Çağında Etiyopya: Heterojen Bir Yapıyı Ayakta Tutma Stratejisi https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/29 <p>Afrika’nın sömürge geçmişinden farklı olarak Etiyopya, devlet sürekliliğini kesintisiz biçimde koruyan nadir ülkelerden biridir. Ancak bu tarihsel süreklilik, ulusal kimliğin ortak biçimde inşasıyla değil, imparatorluk mirasının devamı yoluyla oluşmuştur. Bu durum, güçlü bir devlet geleneğine rağmen zayıf bir ulusal aidiyet bilincine yol açmıştır. Literatürde, bu tür devletlerde siyasal istikrarın kurumsal yapılar kadar güç paylaşımına ve elitler arası uzlaşmalara dayandığı belirtilmektedir. Buna karşın Etiyopya’da etnik temsiliyet biçimsel olarak genişlemiş olsa da siyasal kararlar merkezî düzeyde yoğunlaşmıştır. Bu makale, söz konusu yapısal sürekliliğin ve merkezîleşmenin ulusal bütünleşme üzerindeki etkilerini post-imperial devlet, siyasal uzlaşma ve duygusal bütünleşme kavramları üzerinden incelemektedir. Bu çerçeve içinde Medemer söylemi, farklı etnik kimlikleri ortak fayda ve ahlaki birlik ilkeleri etrafında bir araya getirme girişimi olarak ele alınmıştır. Çalışma, karşılaştırmalı tarihsel analiz ve söylem çözümlemesini birleştiren nitel bir yaklaşım benimsemektedir. Sonuç olarak çalışma, Etiyopya’da ulus inşasının yalnızca siyasal değil, yeniden bütünleşme dinamiklerine bağlı olduğunu göstermektedir.</p> Abdullah Özçelik Telif Hakkı (c) 2025 Abdullah Özçelik https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/29 Wed, 15 Oct 2025 00:00:00 +0300 Suudi Arabistan’ın Küresel Enerji Piyasasındaki Konumu https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/32 <p>1938’de Suudi Arabistan’da Dammam sahasında ilk petrolün keşfiyle birlikte ekonomik ve siyasi açıdan köklü bir dönüşümün kapısı aralanmıştır. 1933’te Standard Oil of California (SOCAL) ile yapılan imtiyaz anlaşması ülkeye yabancı sermaye ve teknoloji girişini sağlarken, petrolün bulunması Aramco’nun yükselişine ve ülkenin küresel enerji piyasasında merkezi bir aktör haline gelmesine yol açmıştır. 1970’lerdeki petrol krizi Suudi Arabistan’ın petrolü bir dış politika aracı olarak kullanmasını mümkün kılmış, 1980’de Aramco’nun millileştirilmesiyle enerji sektörü devletin tam kontrolüne geçmiştir ancak Amerika ile kapalı kapılar ardında anlaşmaları hep devam etmiştir. 2000’li yıllarda artan talep sayesinde Suudi Arabistan, özellikle Asya pazarlarına yoğun ihracat yaparak dünyanın en büyük enerji ihracatçılarından biri olmayı sürdürmektedir. Ancak petrol bağımlılığı ekonomide kırılganlık yaratmış ve iç politikasına da yansımaktadır. Değişen dünya konjektörü, elektrikli araçlar, fosil yakıtların tükenebilirliğinin öngörülmesi ülkede yeni kaynak arayışına sebep olmuştur. Bu nedenle 2016’da açıklanan Vizyon 2030 çerçevesinde ülke, yenilenebilir enerji, nükleer enerji ve yeşil hidrojen gibi alanlara yatırım yaparak enerji çeşitlendirmesine yönelmiştir. Bu makale, Suudi Arabistan’ı petrolün ilk keşfinden günümüze enerji politikalarını tarihsel ve analitik bir bakış açısıyla ele almayı amaçlamaktadır.</p> Esra Büyükçetin Demircan Telif Hakkı (c) 2025 Esra Büyükçetin Demircan https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/32 Wed, 15 Oct 2025 00:00:00 +0300 Tanrı'nın Mükemmellik Sıfatı Bağlamında Teizm ve Deizmin İddialarının Karşılaştırılması https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/27 <p>Tanrı'nın varlığına, sıfatlarına ve evrenle olan ilişkisine dair fikir ayrılıkları farklı Tanrı yaklaşımlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Teistik dinlerin Tanrı'nın varlığına ve evrenle olan ilişkisinin sürekli oluşuna dair yaklaşımı, onları diğer Tanrı yaklaşımlarından ayırmaktadır. Deizmin ve teizmin Tanrı hakkındaki tasavvurlarını inceleyeceğimiz bu makalede teistik dinler ile deizmin Tanrı hakkındaki fikirlerini karşılaştırmalı bir şekilde ele almaktayız. Teizm düşüncesinde Tanrı'ya atfedilen mükemmellik sıfatı (kudret, ilim vb.) ve onun bu mükemmelliği neticesinde evrenle ve insanla olan ilişkisi incelenmeye değerdir. Mutlak anlamda her şeye gücü yeten, her şeyin bilgisine sahip olan, evrene sürekli bir şekilde müdahale edebilen bir Tanrı'nın varlığı fikri, onun hakkında araştırmaya yapmaya sevk etmektedir. Öte yandan Tanrı'nın yaratan ve kendi haline bırakan bir fonksiyonu olduğunu düşünen deizm düşüncesinde de Tanrı'nın evrenle olan ilişkisi dikkat çekicidir. Evrene müdahalede bulunmayan Tanrı'nın, teizm düşüncesinde kabul edilen vahiy, nübüvvet, dua gibi kavramları ile ilişkilendirilmesi de muhaldir. Bu bağlamda deizm düşüncesinin var olan ama yönlendirmeyen Tanrı tasavvuru incelenmeye değerdir. Çalışmamız Tanrı'ya dair bu yaklaşımları inceleyip mukayese etmekte ve bu konuda bütüncül bir bakış ortaya koymayı hedeflemektedir.</p> Merve Aslan Telif Hakkı (c) 2025 Merve Aslan https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/27 Wed, 15 Oct 2025 00:00:00 +0300 Hassân bin Sâbit’in Cahiliye Dönemi ve İslâmî Döneme Ait Seçilmiş Methiye Örneklerinden Hareketle Ele Aldığı Konuların Mukayesesi https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/31 <p>Hassân bin Sâbit, şiirin ve şairin konumunun çok etkin olduğu Cahiliye döneminde ün kazanmış Medineli bir şairdir. İslam’a girdikten sonra da şiirlerine devam etmiş ve eserlerini İslam için bir hizmet aracı olarak kullanmıştır. Hz. Peygamber’in teşvikiyle şiirlerini bu amaçla kullandığı için “Peygamber Şairi” olarak nitelenmiştir. İslam öncesi ve İslam sonrası dönemlere ait şiirlerinin oluşu bizlere, şiirlerinde İslamiyet’in etkisiyle değişikliklerin olup olmadığını ve yine şiirlerinde İslam öncesi dönemden izler taşıyıp taşımadığını mukayese etme imkânı sunmuştur. Hassân bin Sâbit’in, İslam öncesi ve İslam sonrası dönemlerde hiciv, mersiye, methiye gibi çeşitli alanlarda şiirleri mevcut olduğu için; bu çalışmamızda seçilmiş methiye örnekleri üzerinden, ele aldığı konularda görülen değişiklikler mukayese edilerek incelenmiştir. İnceleme öncesinde, şairimizi daha iyi tanıyabilmek ve o dönemde şiirin etkisini daha iyi anlayabilmek için Hassân bin Sâbit’in hayatına, şiirin toplumsal ve kültürel konumuna kısaca değinilmiştir. Akabinde yapılan şiir mukayeseleri ile de şiirlerindeki İslami etkiler ve Cahiliye dönemi etkileri, o dönemde şiir için önem ihtiva eden konular dikkate alınarak değerlendirilmiştir.</p> Hicret Haşimi Telif Hakkı (c) 2025 Hicret Haşimi https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0 https://nousacademyjournal.org/index.php/pub/article/view/31 Wed, 15 Oct 2025 00:00:00 +0300